26 Kasım 2012 Pazartesi

“KADIN SIĞINMA EVLERİ” VE "ADIM KADIN"

“KADIN SIĞINMA EVLERİ” ÇÖZÜM MÜ? YA DA ÇÖZÜMÜN NERESİNDE?
KAROZAN, İsmail KARA
ADIM KADIN adlı tiyatro oyunuyla, Simurg Tiyatro Oyuncuları; belki de ilk kez bir tiyatroda kadına şiddeti, töre cinayetlerinin yarattığı sonuçları, Kadın Sığınma Evlerine sığınan ve oradan çıkan kadınların akıbetini hem dramatize ediyor, hem de komedi özellikleri taşıyan parodilerle gündeme taşınıyor.
“Adım Kadın” ı AGİKAD (Ankara Girişimci Kadınlar Derneği) Başkanı İnsaf Kılıç ile ünlü yönetmen Neşet Erdem birlikte yazdılar. Beş yıl önce ilk defa sahnelenen oyun, 4 Kasım günü
Çankaya Belediyesi Yılmaz Güney Sahnesi’nde ful salon sergilendi. Şu zamanda tiyatro  salonlarını doldurmak zaten adeta mucize… İlgiyle izlenen oyunda oyuncular bol bol alkış aldı.
Ben bu kadar alkışlanan bir oyun izlediğimi hatırlamıyorum. Oyunun bitiminden sonra oyunun yazarlarını ve oyuncuları kutlamıştım. Yine de kutluyorum.
Daha sonra oyununun yazarlarından ve oyuncularından (AGİKAD Başkanı) İnsaf Kılıç'la kısa bir söyleşide bulunduk. Sizlerle paylaşıyorum.
-Sayın Kılıç, oyun ilk kez ne zaman yazıldı ve oynandı?
-“Sayın Kara, biz bu oyunu ilk 2007 de tamamladık ve Devlet Tiyatrolarının sahnelerinden birinde de temsil ettik”.
-Oyunla ne amaçlandığını anlıyoruz. Ama bunu sizden duymak daha uygun olacak.
-“Sayın Kara, bilindiği gibi aileler toplumun, dolayısıyla milletin temel taşlarıdır. Aileler yapısal olarak ne kadar sağlam olursa, toplum da o kadar sağlıklı olur. Bu da hepimizin beklentisidir. Kadına şiddet, töresel olgu ve cinayetler; ailelerimizi çökerten, parçalayan, toplumda derin yaralar açan kötü sonuçlar doğurur.
Bunlar, kadınlarımızı beklenmedik sıkıntılara itmekle kalmıyor, çocuklarımızı ve onların geleceğini de karartıyor. Hiçbir suçu olmayan nice masum yavrulara,  psikolojik bunalımlar yaşatabiliyor. Evet, bir yanda annelerin, öte yanda çocukların bunalımı, dramı... Yazık oluyor.
Biz oyunumuzda bunlara değinmekle birlikte, maruz kaldıkları olaylar nedeniyle “Kadın Sığınma Evleri” ne düşen kadınlarımızın durumunu da ele aldık. Çünkü, Çankaya Kadın Sığınma Evinde bulunduk. Oradaki kadınlarımızın durumlarını inceledik. Sığınma evinden çıkan kadınları da izledik. Adım Kadın adlı eserimiz bu bilgilerle doğdu.
Sığınma evinden çıkan kadınlara iş bulunamıyor, iş bulunuyor adapte olamıyorlar. Ücretler düşük, kiralar yüksek… Velhasıl sorunlar dizi dizi… Ne yapacaklarını şaşırıyorlar. Bazı kadınlar ise, akrabaları ya da eşleri tarafından izleniyor, tekrar işkenceye, hatta ölüme varıyor yolları…
Biz diyoruz ki, kadın sığınma evleriyle iş bitmiyor. Sığınma evlerinden çıkan kadınların da sorunlarına da çareler aranmalı, çözümler bulunmalı ve uygulanmalıdır.
Her şeyden önce, her nasıl olacaksa, kadınlarımızı ve onlarla birlikte çocuklarımızı da perişan eden, ulusumuzun temel direği ailelerimizi parçalayan kadına şiddeti önleyecek, törenin sorun yaratmasını engelleyecek; önlemler dizisini planlayıp, uygulanmasını nasıl sağlayabiliriz?
Bu konu üzerinde ülkeyi yönetenlerce mutlaka durulmalıdır.
Aileleri korumak ve geliştirmek için , “T.C.Anayasası” nda bazı hükümlerin bulunduğunu da hatırlatmak isteriz” dedi.
*
T.C.Anayasası
I.Ailenin korunması
Madde 41 – Aile Türk toplumunu temelidir.
Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilâtı kurar. 

14 Kasım 2012 Çarşamba

TÜRK KADINLAR KONSEYİ YAYINI; ANKA AJANSI

6 Kasım 2012 Salı

SIĞINMA EVİ YARARINA TİYATRO

ÇANKAYA SIĞINMA EVİ YARARINA TİYATRO OYUNU:
"ADIM KADIN" 
 Türk Kadınlar Konseyi Derneği (TKKD) Ankara Şubesi ve Ankara Girişimci Kadınlar Derneği (AGİKAD) işbirliğiyle "Adım Kadın" adlı tiyatro oyunu, Çankaya Sığınma Evi yararına Yılmaz Güney Sahnesi'nde sahnelendi.
            ANKARA - (ANKA) - Türk Kadınlar Konseyi Derneği (TKKD) Ankara Şubesi ve Ankara Girişimci Kadınlar Derneği (AGİKAD) işbirliğiyle "Adım Kadın" adlı tiyatro oyunu, Çankaya Sığınma Evi yararına Yılmaz Güney Sahnesi'nde sahnelendi.

            TKKD (Türk Kadınlar Konseyi Derneği) Ankara Şube Başkanlığı ve AGİKAD (Ankara Girişimci Kadınlar Derneği) işbirliğiyle Devlet Tiyatrosu Oyuncusu ve Yönetmen Neşet Erdem ve AGİKAD Başkanı İnsaf Kılıç tarafından kaleme alınan "ADIM KADIN" adlı tiyatro oyunu, Çankaya Sığınma Evi yararına, Yılmaz Güney Sahnesi'nde sahnelendi.
            Erdem'in çalıştırdığı amatör bir grup olan Simurg Anka Tiyatro Grubu'nun sahnelediği oyunun, "kadına yönelik şiddete dikkat çekmeyi" amaçlandığı belirtildi. Gecede, Sığınma Evi'nde kalan kadınların ürettikleri bez bebeklerin tanıtımı ve satışı da yapıldı. 
-"HERKES KENDİNE DÜŞEN SORUMLULUĞU İYİ YAPARSA ÇÖZÜLMEYECEK PROBLEM YOK"-
            AGİKAD Başkanı ve Simurg-Anka Tiyatro Grubu Kurucusu İnsaf Kılıç, ANKA'ya yaptığı değerlendirmede, kadın sorunlarına daha fazla dikkat çekmek gerektiğini belirterek, "Daha çok kadına el uzatmalıyız. Özellikle şiddete dikkat çekmeliyiz. Asıl sorun, sığınma evinden çıktıktan sonra başlıyor. Evsiz, parasız, sokakta kalıyorlar kadınlar. Proje, 2007 yılında ortaya çıktı. Yönetmen Neşet Erdem'le birlikte kadınların sorunlarını kaleme aldık" dedi.

            Yönetmen Erdem de, oyunda kadınların sorunlarını suistimal etmeden, sanatı kullanarak durumu daha kötü noktalara getirmeden, olması gerektiği dozda ve sadece insanları düşünmeye iten şekilde işlediklerini söyledi. Tiyatronun en önemli işlevinin, durumu ortaya koymak olduğunu vurgulayan Erdem, şöyle konuştu:
            "Burada kanayan ciddi bir yara var ama bu yarayı maalesef kimse görmek istemiyor. Güya kabuk bağlıyor ama içindeki yara hep devam ediyor. Bizim bu oyunda vurguladığımız aslında bu. Burada bir şey çözülemez. Bu konular gündeme geldikçe, gündemde tutuldukça bu olayların daha çok üstüne gitmek mümkün olacaktır.     
            Siyasilerin de en azından daha kalıcı yasalar yapmaya, bu insanların, mazlum olanların korunmasını sağlayacak imkânlar yaratmaya çalışması lazım. Yoksa kişisel çözümlerle bu olmuyor. Biz sanatın penceresinden bakıp oradan çözmek durumundayız, siyasetçi siyaset penceresinden bakıp çözecek, hukuk da onun üzerinden bakacak. Herkes kendi üzerinden... Aydın, entelektüel onun üzerinden bakacak. Herkes kendi üzerine düşen sorumluluğu yerine getirirse, çözülmeyecek hiçbir problem yok gibi geliyor bana."
ZEREN ÜNAL 
TÜRK KADINLAR KONSEYİ DERNEĞİ; ANKARA ŞUBE BAŞKANI
(ANKA), 05.11.2012 12:13 (AYÇ/ORH)

13 Kasım 2012 Salı

Simurg Anka Efsanesi

Rivayet olunur ki, kuşların hükümdarı olan Simurg Anka, Bilgi Ağacı’nın dallarında yaşar ve her şeyi bilirmiş…
Kuşlar Simurg’a inanır ve onun kendilerini kurtaracağını düşünürmüş. Kuşlar dünyasında her şey ters gittikçe onlar da Simurg’u bekler dururlarmış.
Ne var ki, Simurg ortada görünmedikçe kuşkulanır olmuşlar ve sonunda umudu kesmişler.
Derken bir gün uzak bir ülkede bir kuş sürüsü Simurg’un kanadından bir tüy bulmuş. Simurg’un varolduğunu anlayan dünyadaki tüm kuşlar toplanmışlar ve hep birlikte Simurg’un huzuruna gidip yardım istemeye karar vermişler.
Ancak Simurg’un yuvası, etekleri bulutların üzerinde olan Kaf Dağı’nın tepesindeymiş. Oraya varmak için yedi dipsiz vadiyi aşmak gerekirmiş.
Kuşlar, hep birlikte göğe doğru uçmaya başlamışlar. Yorulanlar ve düşenler olmuş.
Önce Bülbül geri dönmüş, güle olan aşkını hatırlayıp;
Papağan o güzelim tüylerini bahane etmiş (oysa tüyleri yüzünden kafese kapatılırmış);
Kartal; yükseklerdeki krallığını bırakamamış;
Baykuş yıkıntılarını özlemiş,
Balıkçıl kuşu bataklığını.
Yedi vadi üzerinde uçtukça sayıları gittikçe azalmış.
Ve nihayet beşini geçtikten sonra altıncı vadi “şaşkınlık” ve sonuncu vadi “yok oluş”ta bütün kuşlar umutlarını yitirmiş…
Kaf Dağı’na vardıklarında geriye sadece otuz kuş kalmış.
Simurg’un yuvasını bulunca ögrenmişler ki;
“Simurg Anka”, “Otuz Kuş”demekmiş.
Onlar bir bütün olarak Simurg’muş. Her biri ayrı ayrı Simurg’muş. Simurg Anka’yı beklemekten vazgeçerek, şaşkınlık ve yok oluşu yaşadıktan sonra bile uçmayı sürdürerek, kendi küllerimizden doğabilmek için kendimizi yakmadıkça, her birimiz birer Simurg olmayı göze almadıkça, bataklığımızda, tüneklerimizde ve kafeslerimizde yaşamaktan kurtulamayacağız.
Şimdi kendi gökyüzünde uçmak zamanıdır…
Sevgi ve selamlar,
Barış Müstecaplıoğlu
Fantazya ve Bilimkurgu Sanatları Derneği
www.fabisad.com
***
 Kadın;
Tanrının özenle yarattığı varlık olarak hayatı yaşarken
Bana göre hep mutluluğun türküsünü söylemelidir.

Acı öyküleri yaşamak, oynamak insana aktarmak bir tutku gibi sürüp
Gidiyor, sorunları çözümlemek düşüncelerde yazılıp çizilen gerçeklerin
Varlığını inkar edercesine, biz kadınların üzerine üşüşüp duruyor.
           
ADIM KADIN’INÖYKÜSÜ

1959 Yılında Malatya Hekimhan köylü köyünde doğmam ve doğu kültürü alarak,11 Yaşına
Kadar köyde büyümem yaşanan olayları sorgulamama sebep oldu. Aklım ermeye başladığından beri bazı gelenek ve töreye dayalı olayları büyüklerimle tartıştım. Herkes aynı cümleyi kullandı” düzeltmezseniz bunlar gelenektir” derlerdi. Düzeni değiştirmenin bir gün yolu bulunacaktır cümlesini hep kullanmışımdır. Şimdi düzeni değiştirmeye  gücümüz yeter mi bilemem ama bu konuyu tiyatro oyununda İşlememizin çok şey ifade edeceğinden eminim.
Düşüncelerimi gerçekleştirmek için kendimi sosyal işlere adamaya karar verdim.
“Nasıl faydalı biri olabilirim” diye düşünerek 2004 yılında Ankara Girişimci Kadınlar
Derneğini kurma fikrimi 6 arkadaşıma açtım. Kuruluşumuzu gerçekleştirdik.
Dernek çalışmalarımızın yanı sıra girişimciliğimizi sanatla işlemek,
Projede bulunan herkes için manevi değeri ölçülmez bir mutluluk kaynağı oldu.
Proje konusunda 27 haziran 2007 yılında çalışmasını izlediğim,değerli tiyatro sanatçısı
Neşet  ERDEM beye o gün şu ismi koydum”yüreğiy le oynayan insan ”Hocaya düşüncemi
Açtım.”Hocam kadın ve aile sorunlarını ele almak istiyorum” dediğimde bu sorunları
Sanatın önemli bir dalı olan tiyatroda işleyerek,mesaj vermiş olabileceğimizi dile
Getirdim, Sosyal Sorumluluk Projelerine son derece duyarlı olan Neşet Hoca ” her şekil de yanınız dayım, sözünü vermiş oldu ”ve  aynı düşünceyle her ikimizde
Oyunu kaleme alıp, yola çıkarken,
Bu projeye neden gerek duyduğumu sorguladı. Örnek verin bana dediğinde; ben
Yaşadığım sıkıntıları  ve bu sorunların bir çok kadının sorunu olduğunu, bunları
İşlediğimizde mutlaka bir sonuç alacağımızı düşündüğümü söyledim ve ilk oyunumuza
Uz. Psikolog emine Göktepe Oskargil’i de aramıza alarak, “ADIM KADIN” adlı
Oyunumuzu Devlet Tiyatrosu Küçük Tiyatroda sahneleyerek 3 Martta seyirciyle buluşturduk.

ŞİİRDE TİYATRO

İnsanı, insana, insanca anlatmak adına,
Düşündük düşledik, hayallerimizle,
Yazdık yakıştırdık bir oyun kurduk,
İnsanla olan bağımız da huzuru mutluluğu birlikte bulduk,          
Paylaşırken duyguları Peynirli ekmekli tatlı sofralar kurduk,

Yaradan’ın izniyle,
İnsan’ı kamil ile,
İnsana saygıyı kaybetmeden,
Üzüldük yorulduk, güzellikleri iyilerde bulduk,

İyimser olana yürek dolusu sevgiler versin,
Olmayana da versin ki iyi yoldan ayırmasın,
İnsaf etsin bin kez yol şaşırmasın,
İsteyene helal versin ki hiç bozulmasın,
Hep birlikte dua edelim,
Yaradan büyüktür diyelim,
İnsanı insana hediye edene,
Gönlümüz bağlı diyelim,
    
Oyun bizden yardım Allahtan,
Alkış istiyoruz tüm insanlardan,
Vermeyip alanlardan uzaklaştırana,
Şükrederim doya  doya,

İnsanı anlatıyoruz tüm insanlığa,
Tanık olan anlayacaktır takdir Allahtan,
İnsaflı insan olanlara kadıncasına,
Yüreğimin sesiyle sesleniyorum.
İnsanı insanca anlatmak adına.

İnsaf KILIÇ

TİYATRO ÖN OYUN

Sığınma evi tanıklığımda, yaşadıklarım,
Sığınma evine düşen kadınlara, kadın kuruluşları el atıp ilgilenmek istiyor, içinden birisi içimi acıtırcasına, benimi arıyordunuz diyerek, çare arayışını, acı acı yansıttı.

Kadınların kimisi vakur duruşlu,
Kimi ben de varım hayat hikayemle diyordu.
Kimisi isyankar, çaresiz, perişan ,
Kimisi   parçalamış, duygularını yaşamına takmış takıştırmış,
Kimisi sorunlardan kucağındaki bebeğiyle kaçırıyor,

Kimisi tutunmak istiyor eteklerimize,
Kırık kalpli parçalarından yeniden
Doğacak beklentiyle,
Yüreği yanan imdat istiyor.

Kimisi yaşarken ölü gibi,
Sokağa atılmışlar, kapılar kapanmış yüzlerine,
Duyğuları bile ihanete uğramış,
Şiddet görenler evsizler, sahipsizler,

Bizlerle bütünleniyorsunuz, Elerinizi tutabiliriz,
Kadınız mecburiyetimiz var,
Yüreğinizi ısıtanlar içerisinde yer almalıyız,
İnsanlık dersimizde sizin yeriniz,
Bizim görevimiz var,

Korkmayın geceden sonra gündüz hep vardı,
Yine olacak güneş yine doğacak,
Vicdanımızın içinde,
Sizi iyileştirmek size el uzatmak da var,

İnsaf KILIÇ, 02.08.2012

ADIM KADIN

REFERANS: 04 KASIM 2012



Resim Galeri