“KADIN SIĞINMA EVLERİ”
ÇÖZÜM MÜ? YA DA ÇÖZÜMÜN NERESİNDE?
KAROZAN,
İsmail KARA
ADIM KADIN adlı tiyatro oyunuyla, Simurg Tiyatro
Oyuncuları; belki de ilk kez bir tiyatroda kadına şiddeti, töre cinayetlerinin
yarattığı sonuçları, Kadın Sığınma Evlerine sığınan ve oradan çıkan kadınların
akıbetini hem dramatize ediyor, hem de komedi özellikleri taşıyan parodilerle
gündeme taşınıyor.
“Adım Kadın” ı AGİKAD (Ankara Girişimci Kadınlar Derneği)
Başkanı İnsaf Kılıç ile ünlü yönetmen Neşet Erdem birlikte yazdılar. Beş yıl
önce ilk defa sahnelenen oyun, 4 Kasım günü
Çankaya Belediyesi Yılmaz Güney Sahnesi’nde ful salon
sergilendi. Şu zamanda tiyatro salonlarını doldurmak zaten adeta mucize…
İlgiyle izlenen oyunda oyuncular bol bol alkış aldı.
Ben bu kadar alkışlanan bir oyun izlediğimi hatırlamıyorum.
Oyunun bitiminden sonra oyunun yazarlarını ve oyuncuları kutlamıştım. Yine de
kutluyorum.
Daha sonra oyununun yazarlarından ve oyuncularından (AGİKAD
Başkanı) İnsaf Kılıç'la kısa bir söyleşide bulunduk. Sizlerle paylaşıyorum.
-Sayın Kılıç, oyun ilk kez ne zaman yazıldı ve oynandı?
-“Sayın Kara, biz bu oyunu ilk 2007 de tamamladık ve Devlet
Tiyatrolarının sahnelerinden birinde de temsil ettik”.
-Oyunla ne amaçlandığını anlıyoruz. Ama bunu sizden duymak
daha uygun olacak.
-“Sayın Kara, bilindiği gibi aileler toplumun, dolayısıyla
milletin temel taşlarıdır. Aileler yapısal olarak ne kadar sağlam olursa,
toplum da o kadar sağlıklı olur. Bu da hepimizin beklentisidir. Kadına şiddet,
töresel olgu ve cinayetler; ailelerimizi çökerten, parçalayan, toplumda derin
yaralar açan kötü sonuçlar doğurur.
Bunlar, kadınlarımızı beklenmedik sıkıntılara itmekle
kalmıyor, çocuklarımızı ve onların geleceğini de karartıyor. Hiçbir suçu
olmayan nice masum yavrulara, psikolojik bunalımlar yaşatabiliyor. Evet,
bir yanda annelerin, öte yanda çocukların bunalımı, dramı... Yazık oluyor.
Biz oyunumuzda bunlara değinmekle birlikte, maruz kaldıkları
olaylar nedeniyle “Kadın Sığınma Evleri” ne düşen kadınlarımızın durumunu da
ele aldık. Çünkü, Çankaya Kadın Sığınma Evinde bulunduk. Oradaki kadınlarımızın
durumlarını inceledik. Sığınma evinden çıkan kadınları da izledik. Adım
Kadın adlı eserimiz bu bilgilerle doğdu.
Sığınma evinden çıkan kadınlara iş bulunamıyor, iş bulunuyor
adapte olamıyorlar. Ücretler düşük, kiralar yüksek… Velhasıl sorunlar dizi
dizi… Ne yapacaklarını şaşırıyorlar. Bazı kadınlar ise, akrabaları ya da eşleri
tarafından izleniyor, tekrar işkenceye, hatta ölüme varıyor yolları…
Biz diyoruz ki, kadın sığınma evleriyle iş bitmiyor. Sığınma
evlerinden çıkan kadınların da sorunlarına da çareler aranmalı, çözümler
bulunmalı ve uygulanmalıdır.
Her şeyden önce, her nasıl olacaksa, kadınlarımızı ve
onlarla birlikte çocuklarımızı da perişan eden, ulusumuzun temel direği
ailelerimizi parçalayan kadına şiddeti önleyecek, törenin sorun yaratmasını
engelleyecek; önlemler dizisini planlayıp, uygulanmasını nasıl sağlayabiliriz?
Bu konu üzerinde ülkeyi yönetenlerce mutlaka durulmalıdır.
Aileleri korumak ve geliştirmek için , “T.C.Anayasası” nda bazı
hükümlerin bulunduğunu da hatırlatmak isteriz” dedi.
*
T.C.Anayasası
I.Ailenin korunması
Madde 41 – Aile Türk toplumunu temelidir.
Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve
çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak
için gerekli tedbirleri alır, teşkilâtı kurar.